Son zamanlarda sosyal medyada hızla yayılan çilehane skandalı, Türkiye'nin gündemini sarstı. Bir canlı yayın programında, bir kişinin evinin altında mezar açarak insanları tedavi ettiği iddiası, ekran başındaki izleyicilerin hem dikkatini çekti hem de büyük bir şok yaşattı. "Mucizelerle dolu tedavi yöntemleri" ile tanınan şahsın, uygulamaları karşısında izleyicilerin tepkileri oldukça sert oldu. Bu olay, medya ve tıp camiasında da büyük yankı uyandırdı.
Canlı yayından yapılan açıklamalara göre, iddiayı öne süren kişi, "Tıbbın her türlü çaresizliği içinde, mücadele eden insanlara yardım etmek için bir yöntem geliştirdim" ifadesini kullandı. Ancak izleyicilerin aklına takılan en büyük soru, bu tedavi yönteminin ne denli bilimsel olduğu ve insan sağlığına ne şekilde zarar verip vermeyeceğiydi. Programın sunucusu, konuya açıklık getirmeye çalışırken izleyicilerin öfkeleri daha da arttı. Televizyon kanalları, olayın ciddiyetine dikkat çekerek izleyicilere böyle skandal bir durumun sadece bir şarlatanlık olabileceğini vurguladı.
İddiasını kanıtlamak adına canlı yayında çeşitli ritüellere de yer veren bu kişi, mezar açma eyleminin ardında yatan nedenleri anlattı. "Toprağın, ruhun şifası olduğuna inanıyorum" diyerek kendine bir felsefe oluşturduğunu belirten şahıs, bu uygulamaların bazı hastalıklara iyi geldiğini savundu. Ancak uzmanlar, bu tür uygulamaların yalnızca insan psikolojisi üzerinde etkili olabileceğini ve fiziksel sağlık üzerinde herhangi bir olumlu etkisi olmadığını dile getirdi. Sosyal medya kullanıcıları bu durumu alay ederek karşıladı; "Bunlar ruh sağlığı tedavisi değil, tam aksine insanları daha da kötüleştirecek uygulamalar" yorumları geldi.
Gelen tepkilerin ardından birçok sağlık uzmanı, bu tip uygulamaların kanuni boyutlarının sorgulanması gerektiğini vurguladı. Türkiye'de sağlık konusunda hassasiyet taşıyan bir yasa bulunmadığı takdirde, bu tarz uygulamaların artabileceğine dikkat çektiler. Ülke genelinden gelen şikayetler, bu olayın yalnızca bir skandaldan çok daha fazlası olduğunu gösterdi. Halka açık alanlarda bu tür uygulamalara karşı önlemlerin alınması gerektiği ifade edildi.
Sonuç olarak, çilehane skandalı, tedavi yöntemleri ve inanç sistemleri konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Bu tür uygulamaların birkaç kişinin hayatını karartma riski taşıdığı düşünülüyor. Özellikle sosyal medya platformlarında kullanıcıların yanıltılmasına ve güvensiz uygulamalara karşı bilinçlenmeleri yönünde çağrılar yapıldı. "Gerçek sağlık, bilimle gelir" mesajını önemseyen birçok kişi, bu tür olayların önüne geçilmesini ve toplumda güvenilir sağlık uygulamalarının yaygınlaştırılmasını talep etti. Bu skandalın, sağlık alanında meydana gelen çaresizlikler ve yanlış bilgilendirmeler açısından bir uyarı niteliği taşıdığı düşünülüyor.